21 Kasım 2009

En Guzel Deja Vu!

Hani bazi zor zamanlarinizda bi acayip ruyalar gorursun; oyle ruyalar ki her seferinde ufak farklarla ayni senaryoya sahip olurlar. Ruyanin ana konusu ve bunyede biraktigi etki, hep ayni olur. Cunku temelde zaten ayni ruyadir gorulen...


Itiraf ediyorum. Ben ayni hisleri Neseli Gunler, Bizim Aile ve Gulen Gozler filmlerini izlerken de yasiyorum, ne ilginc degil mi?! Hangisinde Vecihi var, hangisinde tursu mevzusu var, hangisinde erkek ismine sahip 5 kiz kardes var, inanin bilmiyorum...


Ama zaten ne onemi var?! Ya su tiplere bi bak allasen, kuzen degiller de neler bunlar... Kardes gibi buyuyen; anneden cok hala-teyze, babadan cok amca-dayidan yuz bulan, kuzenden ote kardes gibi buyuyen picler degil de kim bunlar?!...

Seviyorum bu filmleri, ne diyeyim ki... En cok da Sener Sen'in oynadigi karakterler yuzunden seviyorum. Ama yanlis anlasilmasin. Diger ogeler de o kadar harika ki, acikcasi Sener Sen burun farkiyla one cikiyor. Ayip olmazsa biterken Ziya'nin en guzel kolpalarindan birini izleyelim, iyi haftasonlari efendim...

14 Kasım 2009

Burası İstanbul!

"Mavi Jeans'in yurtdışı lansmanı için çok başarılı ama İstanbul tayfası için oldukça gülünç bulduğum ancak bir türlü inandırıcı bulamadığım "Burası İstanbul" kampanyası için daha önce yazdığım bir yazıyı paylaşacağım sizle beyler bayanlar. Reklam da pek bir başarılı oldu olmasına ama bu gerçekleri reklamın gözüne sokamayacağımız anlamına gelmez!"

-kızım bu ne kılık?
-anne burası İstanbul!
-ne bu oğlum daracık giyinmişin?
-baba! burası İstanbul

Mavi jeansin "burası İstanbul" sloganlı yeni reklamı dönüyor şu sıralar televizyonda.. Yukarıdaki ve benzeri diyaloglarla süslü reklamı görünce Allah Allah dedim, ya ben Tunus'ta falan mı yaşıyorum acaba? Süslenip püslenecem, kısacık daracık giyinecem sokağa atıverecem kendimi ne o burası İstanbul..

Bakın bu durumda neler oluyor birkaç örnek;

-Kırmızı rujunu ve topuklu ayakkabılarının üzerine çektiği mini etek kombinasyonunu gören güzide delikanlılarımız renkli görüntüsü ile "fazlaca" dikkat çekmesi üzerine kapıdan çıktığı anda Taşkınsu'yun peşinden aç kuzgunlar misali yürümeye başlar, "hey Beyonce, nereye böyle" isimli girizgah cümlesinden sonra "al dudaktan bal yanaktan.." şeklinde devam eden yer yer şarkılı türkülü tacizlerde bulunurlar, ama suç delikanlılarımızda değildir elbet çünkü burası İstanbul'dur ve Taşkınsu haddini aşacak derecede cesurdur..

-Taşkınsu aynı zamanda fotoğrafla ilgilenmektedir ve ayvayı yemiştir. Bir kapalıçarşı gezintisi sırasında dükkan çalışanları dahil olmak üzere bakışlar hanımkzımızın üzerindedir.. Yalnız bakışlar mı? En kısa zamanda renkli fenerlerin fotoğrafını çeken Taşkınsu'ya beklenen cümle geliverir "şu fenerler kadar çekici olsaydım!".. Çünkü burası İstanbul'dur...

-Taşkınsu havaalanından yeni gelen Rus turist arkadaşını alır ve yılbaşını kutlamak için Taksim'e götürür.. Ama kızcağız kutlamayı bir otobüs durağının tepesinde asılı kalarak geçirir, geçirdiği en farklı yılbaşı olduğu doğrudur çünkü burası İstanbul'dur...

-Taşkınsu ve birkaç arkadaşı bir akşam okul çıkışı Tarlabaşı'ndan aşağı doğru evlerine yürümektedirler.. Birkaç kapkaççı "beyaz şahinleriyle" yanlarına usulca yanaşır ve güzelim çantalarını Taşkınsu ve arkadaşlarını birkaçyüz metre sürüklemek suretiyle kapıp kaçarlar çünkü burası İstanbul'dur.

- Taşkınsu'yun arkadaşı Hamido 4 yıl önce üniversiteyi kazanınca ailesiyle birlikte Anadolu'dan taşı toprağı altından sandıkları ama pekala her yanın inşaat, beton, çamur olduğunu görünce çok şaşırdıkları İstanbul'a göç edip gelmişlerdir. 4 yıl sonra mezun olan Hamido işsizdir çünkü burası İstanbul'dur..

Dünyanın en güzel şehridir İstanbul, bir bakanı bir daha baktıracak güzelliktedir, havasını soluyan bırakamaz kolay kolay bunların hepsi doğru, İstanbul benim için bambaşka bir şehir, dünyanın neresinde yaşarsam yaşayayım dönüp dolanıp gelmek isteyeceğim yer.. Asla bir başka şehirle değişmem İstanbul'umu...

Ama...Altan Erkekli, Güneşi Gördüm'de bir konuşma yapmış ve şöyle demişti:

"Yaşadığımız yer dünyanın en güzel yeriydi ama cehenneme çevirdiler!"

İşte bana kalırsa bu da öyle birşey. Mavi konuşulmayı, reklamının farkedilmesini, dikkat çekmeyi başardı, o yüzden bu kampanya başarısızdır diyemem ama fikir doğru mudur orası tartışılır, ne de olsa burası İstanbul ve İstanbul Taksim'den ibaret değil!

Sonradan Gelen Not: Geçenlerde iş görüşmesi için dizüstü etek- topuklu ayakkabı kombinasyonu yapayım dedim de bıyıklı, göbekli amcalar gözleriyle haddimi bildirdi sağolsun, en son birine "al da eve götür amca senin olsun" diyecektim az kaldı da hemen hatırlayıp sustum: "Burası İstanbul"!