06 Şubat 2010

T'ye Özel Mektup

T,

Birazdan buluşacağız.. Ne çok oldu görüşmeyeli be T'm,valla özledim seni. Öğrenci olmak çok eğlenceliymiş kıymetini bil. Seninle yıllardır 2. sınıfta okuduğun için dalga geçmeyeceğim artık söz! İş yerin burnunun dibinde olsa dahi her sabah 8.30 da orda olmak mecburiyetinde olmak, saat kurmak, servisin gelip seni alması, sonrasında akşama kadar hiçbir zaman gerçek seni tanıyamayacak insanlarla çalışmak, Taksim'i özlemek demek şimdilik benim için çalışmak. Aman ilk dersi kaçırayım deme lüksüne sahip olmamak (kaldı ki biz zaten derse girmezdik), öğleden sonra uyanıp yaya yaya kahvaltı yapıp, karnın ağrıyana kadar kahkaha atmak, Taksim'de sabahlamak, Ekim sonu deniz kenarında içip arkasından denize girmek, kar yağarken İstiklal'de olmak... nerde be oğlum?
Bana bak bunları anlatıyorum diye okulu 9.seneye uzatma, 7'den sonra atıyolar haberin olsun, okula uğradığın yok bunu da bilmiyorsundur diye söylüyorum :D
Tamam hemen karşı atak gelecek hissediyorum.

Ara Not: İsmail abi nasıl ya? Valla onu bile özledim!

2'de yanındayım merak etme, benim ev seninki gibi Bulgaristan sınırında değil.. Bilmeyenler için söyleyelim 2 öyle bir saat ki eğer geç kalırsanız 3'e sarkar ve akşam olur, buluşmanın da hiçbir anlamı kalmaz.. Ben T'nin yalancısıyım. Bunu genelde buluşmlara ertesi gün icabet ettiğimden söylediğini biliyorum canım merak etme.

Annem yine nohutlara psikolojik baskı uygulamaya başladı,pişmezseniz hepinizi çöpe dökerim, köpeklere veririm diye, zavallılar yumuşacık oluverdiler..

Anlatacak daha çok şey var ama, mazallah saati 3'e uzatırım diye evden çıkıyorum. Gerisini yüz yüze konuşuruz..
Hadi bekle geliyorum.

B.